BLACK CHIA Seeds (Salvia hispanica)
  • BLACK CHIA Seeds (Salvia hispanica)
  • BLACK CHIA Seeds (Salvia hispanica) 1.95 - 2
  • BLACK CHIA Seeds (Salvia hispanica) 1.95 - 3

Siyah Chia Tohumları

€1,25

Siyah Chia Tohumları

1000+ tohum paketi için fiyat (1,5g).

“Çiya”  Lamiaceae (Labiatae) familyasına ait olan bir bitkidir. Ülkemizde bir çok Salvia türü yetişmesine rağmen Salvia hispanica ülkemizde doğal olarak yetişmemektedir.

Paketteki tohumlar:
Net ağırlık:
Adet


Total Rating Total Rating:

0 1 2 3 4
0/5 - 0 reviews

View ratings
0 1 2 3 4 0
0 1 2 3 0 0
0 1 2 0 1 0
0 1 0 1 2 0
0 0 1 2 3 0

  Add Review View Reviews View Reviews

This item has been sold

37
times

Siyah Chia Tohumları

1000+ tohum paketi için fiyat (1,5g).

“Çiya”  Lamiaceae (Labiatae) familyasına ait olan bir bitkidir. Ülkemizde bir çok Salvia türü yetişmesine rağmen Salvia hispanica ülkemizde doğal olarak yetişmemektedir.

İspanyol adaçayı (Spanish sage), Meksikalı chia ve siyah chia isimleri ile de bilinen Çiya Orta Meksika ve Kuzey Guatemala'da doğal olarak yetişmektedir ve MÖ 3500’lerden beri gıda olarak kullanılan bir bitkidir. İlk defa Fray Bernardino de Sahagun’ın “the Florentine Codex”inde kayıt edilmiştir. Amerika'nın keşfi sırasında kıtada kullanılan dört temel gıdadan biridir: amarant (Amaranthus hypochondriacus), fasulye (Phaseulus vulgaris), chia (Salvia hispanica) ve mısır (Zea mays). Milattan önce 1500’lü yıllardan beri insanlar yiyecek olarak tüketmektedirler. Aztekler ve Mayalar tarafından halk tıbbında ve gıda olarak kullanılmıştır. Kolombiya’da olan topluluklarda gıda dışında dini ritüellerde, temel kozmetiklerde ve halk tıbbından geniş olarak kullanılmıştır. Kolombiya toplumundan çiya tohumları fasulyeden sonra tüketilen ikinci önemli gıda olarak belirlenmiştir.

Salvia hispanica yaklaşık bir metre boyunda tek yıllık bir bitkidir. 4-8 x 3-5 cm boyutlarında yaprakları vardır. Çiçekler demetler şeklinde ve mor, mavi veya beyaz petallari ile tanınır. Tabanında uzun sivri uçlu küçük brakteleri bulunur. Literatürde çiya bitkisinin kullanılan kısımları tohumları olarak geçmesine rağmen kullanılan kısımları meyveleridir. Meyveleri oval, pürüzsüz ve parlaktır ve kahverengi, gri, koyu kırmızı ve beyaz lekeleri vardır ve dörtlü gruplar halinde bulunur.

2009 yılında Avrupa Konseyi ve Avrupa Parlementosu tarafından “Sıradışı Gıda” adı verilmiştir. Diyetlerde çiğ olarak Çiya filizleri ve tohumları salatalara eklenerek, içeceklere katılarak tüketilmektedir. Son yıllarda bunlar dışında kek, atıştırmalık, ekmek ve kurabiyelerin içerisine katılarak da tüketilmektedir.

KİMYASAL BİLEŞENLERİ ve BESİN DEĞERİ

Literatürde kullanılan kısımları tohumları olarak ifade edilmiş olmasına rağmen aslında bitkinin meyveleri kullanılmaktadır. Burada ise literatüre uygun olarak tohum ifadesinin kullanılmasına devam edilmiştir.

Çiya tohumu besin değeri açısından incelendiğinde; 100 gramında 42.1 g karbonhidrat, 30.7 g yağ ve prolamin, globulin, albumin, glutelin ve en çok glutamik asit olmak üzere 9 esansiyal aminoasit ile toplamda 16.5 g protein içermektedir ve ortalama 486 kkal enerji vermektedir.

100 gram tohumunda 30-38 gram arasında yağ bulunurken 9.74 gram doymuş yağ asitlerinin olduğu görülmektedir. Çoklu doymamış yağ asitleri toplam 79.47 gram iken içerisinde α-linolenik asit (ALA, n-3) miktarı 62.02 gram ve linoleik asit miktarı (omega-6) ise 17.36 gram şeklindedir. Olgunlaşma sürecinde linolenik asit miktarı %23 oranında azalırken, içerisinde yer alan linoleik asit ve lignin miktarı artmaktadır. Tekli doymamış yağ asitleri olarak toplam 10.76 gram iken oleik asit miktarı 10.55 gram olarak belirlenmiştir. Çiya tohumlarında her 25 gram içerisinde 4.4 gram α- linolenik asit ve 9.4 gram besin lifleri içerdiği görülmektedir.

Sağlıklı bir beslenme için n6/n3 oranının 1/1 yada 1/3 oranlarında olması gerekmektedir. Çiya tohumları ile yapılan incelemede n6/n3 oranı 0.28 olarak belirlenmiştir ve diğer bitkisel yağlardan mısır, kanola, soya ve zeytinyağına göre oldukça düşük bir orana sahiptir.

Tohumları ışığa hassas oldukları için tohumları genel olarak sonbahar döneminde toplanmaktadır. Bitkinin tohumlarının büyüme dönemleri incelendiğinde linolenik asit miktarı erken vejetatif dönemde en yüksek iken, palmitik asit, stearik asit, linoleik asit, araşidonik asit miktarı tomurcuklanma döneminde en yüksek seviyeye ulaşmaktadır.

Çiya, altın keten ve kahverengi keten tohumları içerisinde yer alan yağ asitleri açısından incelendiğinde ALA miktarı açısından sırası ile en yüksek olan çiya, altın keten ve kahverengi keten tohumları şeklindedir. Çoklu doymamış yağ asitleri miktarı açısından sırası ile çiya, altın keten, kahverengi keten tohumları yüksektir. Tekli doymamış yağ asitler miktarı açısından sırası ile kahverengi keten, altın keten ve çiya tohumları en yüksektir.

Çiya tohumları ile hamsi balığının omega-3 miktarları kıyaslandığında hamsi balığı 2.89 gram omega-3 içerirken, çiya tohumları 20.34 gram omega-3 içermektedir. Artan dünya nüfusu ve azalan balık rezervleri doğrultusunda dünyada bitkisel yağların üretimi artmıştır. Keten tohumu yağı dışında üretilen tüm bitkisel yağlar omega-6 içeriği bakımından yüksektir. Keten tohumu yağı içerisinde balıklarda bulunan DHA, EPA gibi omega-3 yağ asitleri azalmış olmasına rağmen ALA azalmamıştır. Balıklarda omega-3 EPA, DHA şeklinde bulunurken çiya tohumları içerisinde ALA şeklinde bulunmaktadır. İnsanlar ALA’yı DHA’ya çevirerek kullanmaktadır. Bu bağlamda keten tohumu kullanımı gibi çiya tohumununda kullanılabileceği düşünülmektedir.

Omega-3 kaynakları olarak insan vücudunda kullanılan EPA ve DHA vücuda alındığında kardiyovasküler sistem hastalıkları için kullanılmaktadır. Ancak EPA ve DHA yağ asitleri kısa süre içerisinde okside olmaktadırlar. Bundan dolayı bu yağ asitleri oksidatif stres ile oluşan peroksitlere dayalı olan hasarı minimum seviyeye indirerek etki göstermektedir. Çiya yapısında olan antioksidanlar sayesinde artı antioksidan alımına ihtiyaç duyulmamaktadır. EPA fazla kullanıldığında doğal öldürücü hücrelerin sayısını azalttığı için enfeksiyon hastalıklarında ve kanserde kullanımı sorun oluşturabilirken çiya tohumları içerisinde yer alan ALA böyle bir sorun oluşturmadığı kaydedilmiştir. Yüksek miktarda DHA tüketimi toplam omega 3 miktarını etkilemese dahi omega 6/omega 3 oranında dengesizliğe neden olmaktadır.

Çiya tohumlarının protein içeriği %15-23 aralığında coğrafik konumuna göre değişiklik göstermektedir. Pirinç, arpa, yulaf, buğday, mısır ile protein oranları kıyaslandığında çiya tohumunun daha yüksek protein oranı olduğu görülmüştür. Bu protein oranı yüksek olmasına rağmen protein içeriğinden yararlanabilmek için proteinin sindirilebilir olması gerekmektedir. Çiya tohumu işlem yapılmadan, kızartılarak, öğütülerek, hem kızartılıp hem öğütülerek, ıslatılarak kullanımı ile sindirilebilirlik oran ve skorları incelenmiştir. Burada en yüksek sindirilebilirlik oranı %79.80 ile öğütülmüş olan çiya tohumlarının kullanılmasıdır. Ancak sindirilebilirlik skoru sindirim sınıflandırılmasında düşük seviyede olarak değerlendirilmiştir.

Çiya tohumlarının kalsiyum, fosfor, potasyum, magnezyum ve demir içeriği yüksek iken demir ve çinko açısından düşük seviyede olduğu görülmüştür. B kompleks vitaminleri (niasin, riboflavin, tiamin, folik asit), A vitamini ve E vitamini içeriği açısından zengin olduğu görülmüştür.

Çiya tohumunda yer alan selüloz, hemiselüloz, lignin, pektin, zamk, müsilaj ve diğer oligosakkarit ve polisakkaritler gibi besin liflerinin büyük bir kısmı suda çözünür özellik göstermektedir. Suda çözünür özellik gösteren besin liflerinin miktarı için verilen oran %53-56 aralığındadır. Besin posası miktarı bazı çalışmalara göre 53.45 gram iken, bazı çalışmalara göre 34-40 gram olarak belirlenmiştir. Aynı zamanda tohumları içerisinde yer alan zamk su ilave edildiği anda açığa çıkmaktadır. Kıvamlı ve düşük konsantasyonda müsilajinöz karakterde olması ile endüstriyel alanda kullanım potansiyali ortaya çıkmaktadır.

Sekonder metobolitleri çok fazla incelenmemiş, yapılan bazı çalışmalarda içerisinde yer alan fenolik bileşenler klorojenik asit, mirisetin, kamferol, kersetin, kafeik asit, fitosterol, karotenoidler, tokoferolden oluşmaktadır. Bu bileşenler C vitamini, E vitamini ve ferulik asit bileşenlerine göre daha çok antioksidan özellik göstermektedir. Çiya tohumlarının genel olarak antioksidan aktivitesi şarap, kahve, çay ve portakal suyu ile kıyaslandığında daha yüksek oranda olduğu belirlenmiştir.

Yapraklarından elde edilen uçucu yağı içerisinde β-karyofillen, globulol, β -pinen, α-humoleno, germakren-β, γ-muroleno ve widdrol bileşenlerini taşımaktadır.

KULLANIM YERLERİ

Çiya tohumu doğrudan sporcu yiyecekleri, unlu mamüller içerisine eklenerek fonksiyonal gıda olarak kullanılmaktadır. Çiya tohumu eklenerek veya çiya tohumu unu ile yapılmış olan ekmekler ile duyusal testlerden olumlu sonuçlar alınmıştır.

Kek formülasyonlarının içerisine yumurta veya yağ yerine konulmaktadır. Bu şekilde alerjik riski azaltılmaktadır.

Çiya tohumu omega 3 kaynağı olduğu için at, tavuk, köpek ve evcil kuşların ticari diyetlerinde, Avrupa Birliği, Amerika ve Arjantin gibi ülkelerde kullanılmaktadır. Omega-3 içeriğinden dolayı kullanılan 4 doğal ticari kaynak bulunmaktadır. Balık yağı/eti, keten tohumu, çiya tohumu ve su yosunları şeklindedir. Bu 4 kaynak kıyaslandığında çiya tohumu diğerlerinden farklı olarak, işleme, depolama kolaylığı olması, doğal antioksidan olması, yağ stabilitesinin yüksek olması, doymuş yağ asidi yüzdesinin %9, omega-3lü yağ asidi toplamının %64 olması, toksik olmamasından dolayı avantaj sağladığı görülmüştür.

Çiya tohumları kendi ağırlığının 27 katı kadarına kadar su tutabilme özelliğine sahiptir. İçerisinde yüksek miktarda bulunan Çiya zamkı ve müsilaj sayesinde ise yalnızca besin olarak değil aynı zamanda ticari kıvam arttırıcıların yerine de kullanılabilmektedir. Çiya tohumu aljinat, jelatin ve gum guar maddelerine göre daha iyi su tutma, yağ tutma ve emülsiyon oluşturma özelliklerine sahiptir.

CHIA TOHUMU İLE İLGİLİ YAPILAN ÇALIŞMALARIN DEĞERLENDİRİLMESİ

Beyin hücrelerine etkisi

Tohumlarında yer alan α-linoleik asidin metabolizasyonu sonucunda EPA ve DHA bileşenlerine dönüşmektedir. EPA ve DHA beyin hücrelerinin metabolizasyonunu düzenleyen, elastikiyetini arttıran, beyindeki hücre zarlarının geçirgenliğini arttıran birçok özelliğe sahiptir. DHA beyinde %40, EPA %1 oranında bulunmaktadır.

Kardiyovasküler sisteme olan etkisi

Tohumlarının yüksek α-linoleik asit içeriği ve n-3/n-6 oranında yüksek olması sayesinde kardiyoprotektif özellik göstermektedir. Omega-3 asitleri kalsiyum ve sodyum kanallarının disfonksiyonunu bloke etmekte, parasempatik sistemin tonusunu arttırmakta ve ventriküler aritmiye karşı koruma sağlamaktadır.

Çiya tohumunun hipertansiyon üzerine olan etkisi için yapılan klinik çalışmaların bir kısmında kan basıncının etkilenmediği, bir kısmında sadece sistolik kan basıncını etkilendiği görülmüştür. Bu çalışmalardan farklı olarak bir çalışmada ise çiya ununun hipertansif bireylerde kullanılması ile kan basıncının anlamlı derecede azaldığı belirlenmiştir. Sadece çiya unu tüketen bireylerde anlamlı olarak kan basıncı azalmamakta iken, çiya unu ile beraber antihipertansif ilaç kullanımı sonucunda ilacın etkisinin arttığı şeklinde açıklama yapılmıştır.

Zayıflama üzerine etkisi

Yapılan bir çalışmada, 12 hafta süresince 35 gram günlük çiya ununun tüketiminin kilo kaybı üzerine olan etkisine bakılmış ve obez bireylerde kilo kaybının daha fazla olduğu, bel çevresinde azalma olduğu, total kolesterol ve VLDL-c parametrelerinin azaldığı, HDL parametresinin yükseldiği görülmüştür.

Zayıflama üzerine yapılan birçok klinik çalışmada da 12 haftalık süre içerisinde 25-50 gram arası günlük çiya tohumu tüketiminin zayıflama üzerinde etkisi olmadığı görülmüştür. Bu bağlamda zayıflama üzerine etkisi hakkında genelleme yapılarak bir yorum yapılması mümkün değildir.

Diyabet üzerine olan etkisi

Yapılan çalışmalar ile diyabet üzerine olan etkisini kan koagülasyonunu, kan basıncını ve inflamasyon biyobelirteçlerini iyileştirerek postprandiyal glisemi ve iştah oranını azaltarak gösterdiği kaydedilmiştir.

Farelerde yapılan çalışmada yüksek fruktoz içerikli diyet ile çiya tohumu ve çiya tohumunun yağının tüketimi kıyaslandığında yüksek fruktoz içerikli diyet glukoz direnci, oksidatif stres ve obezite sorunlarını değiştirirken, çiya tohumu ve yağının tüketimi vücut ağırlığını, abdominal yağ birikimini değiştirmemiş iken glukoz ve insülin direncini iyileştirmiştir.

Standardize edilmiş çiya içeren üründen farklı dozlar ile yapılmış olan beyaz ekmekler bir çalışmada postprandiyal glisemik değerin dozla ilişkili olarak azalmasına neden olmuştur. İkinci aşamada ise çiya içeren ürün öğütülerek, bütün olarak ve ayrı ayrı beyaz ekmekler içerisine eklenmiştir. Bu ekmekler ile ölçülen postprandiyal kan glukoz değerleri arasında fark bulunamamıştır. Çiya’nın postprandiyal glisemik değerlerinin düşüşü içerisinde çözülebilir liflerin yer almasına bağlıdır. Çözülebilir lifler bağırsak ortamındaki besinleri absorblayarak kana daha yavaş salınmasına neden olmaktadır. İçerisinde yer alan yağ miktarının karbonhidrat ile oranı 0.02-0.2 aralığında olduğu için postprandiyal glisemik değerleri düşürebileceği düşünülmüştür.

Hiperkolesterolemi üzerine olan etkisi

Yapılan in vivo bir çalışmada tavşanlar normal diyet uygulanan grup, normal diyet ile beraber %10 çiya yağı uygulanan grup, %1 kolesterol içeren diyet uygulanan grup, %1 kolesterol ile beraber %10 çiya yağı uygulanan grup şeklinde 4 ayrı gruba ayrılmıştır. 5-6 haftalık sürelerin ardından %1 kolesterol ile beraber %10 çiya yağı uygulanan grupta triaçilgliserol seviyesi azalmıştır ve α-linolenik asit) seviyesi yükselmiştir. Belli oranda asetilkolin cevabı düzelmiş, NO salınımı tamamen iyileşirken, intima/media oranı da normal seviyelere dönmüştür. Bunlara ek olarak anjiiyotensin 2 ve noradrenalinin kontraktil cevabının köreldiği kaydedilmiştir. Sonuç olarak çiya yağı endoteliyal hücrelerin intrinsik karakterlerini değiştirmemekte ve vasküler fonksiyon iyileştirici etkisini sirkülasyon halindeki kolesterol seviyesini değiştirmeden yerine kolesterolün indüklediği zarar verici değişimleri azaltarak bu etkiyi sağladığı düşünülmektedir.

Deri üzerine olan etkisi

Yapılan çalışmalarda içerisinde %4 çiya yağı bulunan formülasyonlar son dönem böbrek yetmezliği olup pruritus olan bireylerde ve kserotik pruritus olan sağlıklı bireylerde kullanılmıştır. Prurigo nodularis, liken simplex kronikus, abrasyon, kızarıklık, kuruluk durumlarında iyileşme sağlamıştır. Transdermal su kaybı ve cilt kapasitesini etkileyerek cilt hidrasyonu ve epidermal permeabilite bariyer fonksiyonlarına iyileştirici etki göstermektedir.

Diğer Etkiler

  • Çiya bitkisinin yapraklarından elde edilen uçucu yağ insektisit etkili olarak ve baharat amacıyla kullanılmaktadır.
  • İçerisinde alerjen bir protein olan “gluten” bulunmadığı için çölyak hastaları tarafından tüketilebilmektedir.
  • İçerisinde yer alan çok sayıda biyoaktif peptitlerden kaynaklı olarak hasarlı dokuların iyileşmesi üzerine etkilidir.

DOZ ve KULLANIMI

  • 2000 yılında Amerikan Diyet Rehberindeki açıklama temel gıda olarak günlük 48 gramı geçmeyecek miktarlarda tüketimi önerilmektedir şeklindedir.
  • Günlük olarak 2500 mg olan omega-3 ihtiyacının tamamı 1 yemek kaşığı yaklaşık 12 gram olan çiya tohumu tüketilerek karşılanabileceği için tavsiye edilen günlük kullanım miktarı bu şekildedir.
  • Bitkinin içerisinde yüksek oranda lif bulunduğu için tüketimi sırasında su,süt veya yoğurt benzeri bir gıda içerisine uygun miktarda ilave edilerek tohumların şişmesi, jelleşmenin olmasının ardından tüketilmesi tavsiye edilmektedir.
  • Ekmeklere 7.3, 15.6 ve 24 gram olarak eklenerek postprandiyal çalışma yapıldığından hiçbir yan etki görülmemesine rağmen EFSA ekmeklere eklenecek olan çiya unu miktarının sınırını %5 olarak belirlemiştir.

YAN ETKİ, ETKİLEŞİMLER ve DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN DURUMLAR

  • Yüksek dozda tüketilmesi sonucunda gastrointestinal sistemde gaz ve şişkinlik problemleri ortaya çıkmaktadır.
  • Az su ile tüketilen çiya tohumları mide kramplarına neden olmaktadır.
  • Az lif ile beslenen bireyler çiya tüketimine başladıklarına diyare görülebilmektedir.
  • Çiya tohumları yüksek miktarda müsilaj içerdiği için önce su ile şişirilip ardından tüketilmesi ile herhangi bir tıkanıklık durumu önüne geçilebilmektedir.
  • Antihipertansif ilaç kullananlar ve hipotansif olan bireylerin kullanım süresince dikkatli olmaları gerekmektedir.
  • Antikoagülanlar, antiplateletler omega-3 içeriğinden dolayı sinerjistik etki göstermektedir. Omega-3 içeriği nedeni ile antihipertansif etki gösterdiği için antihipertansif ilaçlar ile kullanımına dikkat edilmelidir.
  • Yüksek antioksidan içeriği olduğu için haricen alınacak antioksidan miktarına dikkat edilmelidir.
  • Sitokrom P450 ile metabolize olan ajanların içeriğinin etkileşim açısından bakılması anlamında bilinmesinde yarar vardır.
  • Antiplateletler, antikoagülanlar ile beraber kullanımı farmakokinetik açıdan olumsuz sonuçlar doğurabileceği için kullanılmamalıdır. Omega-3 içeriğinden kaynaklı olarak sinerjistik etki doğurabilmektedir.
  • Ameliyat öncesinde çiya tohumları tüketilmemelidir.
  • Hamile ve emziren annelerde yeterli veri olmadığı için kullanmamalıdır.
  • Yapılan çalışmalar sonucunda susam, yer fıstığı, ağaç yemişi ve hardala alerjisi olan bireylerde çiya tohumu tüketimine bağlı olarak alerji geliştiği görülmüştür. Yer fıstığına alerjisi olan bireylerde çiya tüketimine bağlı olarak IgE bağlanması görülürken, hardala bağlanan spesifik bir IgE görülmemiştir. Tüm bunlarla beraber çapraz reaksiyonun olması nedeni ile çiya tohumlarının alerjenitesi bir olasılık olarak bulunmaktadır ve alerjik olan bireylerin çiya tohumlarını tüketmemesi önerilmektedir.
  • Herhangi bir gıda içerisine eklenmeden direkt olarak tüketilip beraberinde sıvı tüketilmesinin ardından şişme, jelleşme çok kısa süre içerisinde gerçekleşecektir. Bu durum vücudun çeşitli bölgelerinde tıkanmalara neden olmaktadır.
  • 46 yaşında alerjik bünyeye sahip olan erkek bir hastanın çiya tohumunu tüketmesi ile beraber ellerinde oluşan lezyonların çiya tohumunun tüketimini bırakması ile kaybolduğu, ardından yaptırılan deride yapılan alerji testinde IgE’ye bağımlı alerjik reaksiyon olduğu belirlenmiştir.
  • 54 yaşındaki bazı alerjenlere karşı hassasiyete bağlı astımı olan erkek hastanın çiya tohumlarını tüketmesi ile sırası ile önce ağız bölgesinde kızarıklıklar, ardından genel ürtiker, yüz bölgesinde anjioödem, nefes darlığı görülmüştür. Hastaya acil müdahale yapıldıktan sonra yapılan deride yapılan alerji testinde çiya tohumlarına karşı alerji olduğu kaydedilmiştir.
  • 39 yaşındaki astımı, mevsimsel alerjisi ve zaman zaman gıdalara bağlı olarak gelişen disfajisi olan erkek hasta yaklaşık 2 haftadır disfaji durumunun kötüleştiğini, bu kötüleşmeyi yaşamadan 12 saat önce 1 yemek kaşığı çiya tohumunu yediğini ardından 1 bardak su içtiğini ifade etmiştir. Hastanın özafagusu görüntülendiğinde çiya tohumlarının jelleşerek, şiştiği ve özafagusta şişlik, beyaz plaklar, katlanmalar olduğu görülmüştür. Hasta jelleşen tohumların bir miktarı mideye itilmesine hasta tedaviye başlamasına rağmen hasta hayatını kaybetmiştir. Ancak şüphelenilen eozonofilik özafajit teşhisi kesinleştirilmemiştir.
  • Tüm vaka raporları doğrultusunda alerjik olan bireyler, astımı olan bireyler, özafagus patolojileri olan bireylerin kullanımı sırasında dikkatli olması gerekmektedir.

İstanbul Üniversitesi'nden alınan açıklama

VE 67 (1,5g)
19958 Öğeler

Bilgi kartı

Tohum Elle aldı?
Tohum Elle Aldı
HEIRLOOM ?
Yes
Organik Tohumlar?
Organik Tohumlar
Yenilebilir ?
Edible

Reviews Reviews (0)

Based on 0 reviews - 0 1 2 3 4 0/5